Uyarı: Sevgili kış kardeşlerim, bu yazı sizler için.
Az çok tanıştığımız herkesin bileceği üzere, ben bir kış çocuğuyum. Kapalı havalar, yağmur, ellerinizin, onları cebinize ya da eldivenlere saklayamadığınızda buz gibi olduğu soğuklar, kar!, gök gürültüsü, fırtına... Bunlar bana mutluluk, huzur, güven verir. Aile köklerimizi biraz araştırınca kanıt da bulacağımıza eminim, derinlerde bir yerde Stark göçmeni olmalıyız.
Sıcağa toleransım çok düşük. 25 senelik hayatım boyunca yazın çok eğlendiğini söyleyen insanları önce anlamaya, sonra da onlara katılmaya çalıştım. Ama yaz çocukları ile ayrı düştüğümüz öyle çok şey var ki! Öğlene kadar uyuyup, günün geri kalanını denizde/havuzda/güneşin altında geçirip, gün ağarana kadar uyanık kalmalı yaz günleri/gecelerinin bana göre olmadığına ikna olmam uzun sürmedi. Tamam, maksimum 1-2 haftalık tatilleri tabii ki ben de severim ama bu kadar sıcak için koskoca bir mevsim sizce de çok uzun değil mi?
Tüm bu bilgiler çerçevesinde, yaz yaklaştıkça, havalar ısındıkça bende bir huzursuzluk ve huysuzluk baş gösteriyor tabii... Ağustosa kadar artarak ilerleyen bu duygular, takvimler canım eylül ayının 1'ini gösterdiği gibi yerini büyük bir huzura, memnuniyete, ferahlığa, "Bu yazı da atlattık şükür" minnetine bırakıyor. Ancak o güne kadar... Yazı zor geçiren, sıcağı sevmeyen diğer kış çocuklarına, bana yaz boyu yardımcı olan 3 favori ürünü tanıştırmak istedim.
Bu küçük tüp, yazın perişan olan, kuruyan, çatlayan, nem diye, su diye ağlayan dudaklara en güzel hediye. Aslında kendisi benim tatil çantalarımdan da ayırmadığım bir ürün, özellikle uçağın kuru ortamında o kadar iyi geliyor ki! Kesinlikle en kısa zamanda bir Kiehl's dükkanına gidin, bunu alın ve çıkın. Bu küçük okaliptüslü dudak mucizesi sizi çok mutlu edecek! Üstelik inceden bir serinlik hissi de sağlıyor. Ayrıca annenizin onayladığı şeker Olips gibi kokuyor. Daha ne olsun!
2. Lancaster DNA Skin Sun Delicate Skin SPF 50+ Soothing Cream
Hem UVA hem UVB hem de infrared ışınlardan mükemmel koruma! Hassas, açık renkli, güneşe reaksiyon veren alerjik ciltler için. Yüzü nemlendiriyor, yüzünüzün kıpkırmızı kabarıp şişip soyulmasını engelliyor, içindeki Bisabolol ve D panthenol sayesinde cildi sakinleştiriyor. Güneş koruması kullanmadan dışarı çıkmanın yanlışlığını biliyoruz değil mi hep birlikte? İş artık doğru korumayı seçmekte... Cildinizin güneşle pek arası yoksa, denemenizde fayda var.
3. Uriage Eau Thermale D'uriage
İşte bu! Mevsim yaz olunca en sevdiğim oyuncağım! Senelerdir yaptığım (ve ortalığı epeyce dağıtan) geleneksel kendimi muslukların, çeşmelerin altına atıp elimi yüzümü kolumu ıslatma eylemini bambaşka bir boyuta çıkaran buluş! Ortalığı ıslatma sorunu yok. Dışarıdaysanız temizliğinden şüphe ettiğiniz tuvaletlere girme derdi yok. Hareket çok basit: Sıcağın size fenalıklar yaşattığı her an bu cici şişeye uzanıyor, kapağını açıyor ve gerekli bölgelere sıkıveriyorsunuz. Suyun termal su olduğunu ve içindeki minerallerin cilde gerçekten faydalı olduğunu belirtmekte fayda var. Eğer her gün düzenli olarak kullanırsanız cildinizdeki canlılığı fark edebilirsiniz. (Ayrıca Uriage markası en en en sevdiğim markalardan biri. Özellikle Créme Lavante'si hakkında bir ara uzun uzun yazabilirim. Eğer hassas bir cildiniz varsa ve henüz herhangi bir Uriage ürünü ile tanışmadıysanız hemen bir eczaneye gidip ürünler hakkında bilgi almanızı tavsiye ederim.) Sonuç olarak evet, siz de yazın sıcaklarından bunalan bir kış çocuğuysanız, ortalığı dağıtmadan serinlemenin en kestirme yollarından biri olan bu ürünü çok seveceksiniz.
İşte böyle kış dostlarım, kar kardeşlerim... Jelibon sıcakları başlayınca yanımdan ayırmadığım üç yardımcım bunlar. Sayımız az ama mevcut olduğumuzu biliyorum! Sizin de var mı yazı görece daha rahat atlatmak için önerileriniz? Duymaktan mutluluk duyarım!
Sevgiler,
Meriç
Hahahaha resmen gülerek okudum yazını. Her kelimene katılıyorum. Şu su spreyi muhabbetini ben başka bi markayla denemiştim ve çok sevmiştim, sonra işte üşendim bi daha gidip almaya. Aklımdan çıkmış. Sayende yine hatırladım yarın bi bakayım. Benim yaz için önerim ise marketler. Bir adet süpermarkete giriyosun ve yeterince serinleyene kadar şarküteri reyonunda takılıyosun. 100de 100 çalışıyor.
YanıtlaSilHahaha bu da iyi bir fikirmiş :)
SilYa Meriç sen nasıl hızır gibi yetiştin anlatamam! Geçen yaz bir sanat kampında hepimiz sıcaktan ve nemden boğulurken, fransız bir arkadaşım bir spray verdi bana, aynen böyle termal ama acaip serinleten bir su. Onu yaz sonuna kadar hep yanımda taşıdım ama sonra atılmış gitmiş, ismini de hatırlamıyorum. Yarın hemen edineceğim D'uriage zımbırtısından, belki de ismi de oydu.
YanıtlaSilBir de öneri, Evrim'le bende devasa su tabancaları var Nerf'ün, onlar hep arabada ve evde yanımızda, en habersiz ve yapış yapış anlarda FISK!!! diye enseye fışkırtıp, ciyaklayıp serinliyoruz :) (insanlar biraz uzak ve çekinerek bakıyor ama bence herkeste olsa hiç sorun kalmaz ya)
Ah, ne kadar güzel denk gelmiş o zaman! Çok sevindim işe yaramasına. Su tabancası fikrine ise bayıldım, en yakın zamanda denemek lazım özellikle Maya çıldıracak bu işe :)
SilKiehl's Lip Relief iki yazdır çantamdan çıkarmadığım bir şey. Tesadüfen bir mağaza çalışanın tavsiyesi üzerine almıştım ve o kadar memnun kaldım ki. Açık tenlilerin yaz karşısında yaşadığı his genelde benzer oluyor, güneşe de sıcağa da dayanamıyoruz. Ben de aynı sizin gibi düşünüyorum bu konuda. Yaz tatilini severim ama 15 günden fazla yüksek sıcağa maruz kalmak hem cildi hem bedeni yoruyor. Benim naçizane önerim yazın Karadeniz'e gitmek. Doğal güzellikler bir yana, iklimi beni müthiş dinlendiriyor.
YanıtlaSilKaradeniz fikri mükemmel, ne zamandır da aklımızda ama henüz fırsat bulamadık. Seneye umarım :)
Sil