Yaşamak aslında kolay biliyor musunuz? Yani işte mutlu olmak, bir şeyler yaratmak, yarattıklarınla mutlu olmak. İki kitap bir yürüyüş, kalabalık bir kahvaltı, evi silip süpürdükten sonra temizlik kokusu. Mutlu olmak kolay aslında saksıda çiçekler, ya da bir Ingrid Michaelson şarkısı. Hava yağmurlu ya da karlı ya da güneşli diye sevinmek, ya da tencerede pişen karnıbahar yemeği.
Bir dergi, gideriz diye not alınan bir kafe, elle yazılmış bir teşekkür notu ya da erik mevsimi. İki üç hayal, sokakta top oynayan çocukların sesi ya da bir konser bileti. Mutlu olmak zor değil o kadar. Ağız tadıyla oturmak, anneye bir telefon, balkonda Türk kahvesi.
Berlin'de, soykırım anıtı vardır bir tane. Her Berlin gezenin albümünde görürsünüz çeşitli boylarda beton blokların arasında bir kaç fotoğraf karesi. O blokların altında yatar tarihin en utanç verici ve acı dolu hikayelerinden biri. Odalardan birinde, katledilmek üzere toplama kamplarına götürülen insanların yazdığı mektuplar vardır yerlerde. Mektuplardan biri der ki:
"Yaşamayı çok isterdik, ama izin vermiyorlar ve öleceğiz."
Neden insan, bir başkasının yaşamasına izin vermez ki?
Neden insan, bir şeyleri yasaklama ihtiyacı duyar?
Küçük küçük başlar zira nefes darlıkları. Kurbağa kaynar suya aniden atılmaz hiç bir zaman, suyu yavaştan ısıtırlar...
Çok yorgun, bitkin, üzgün, öfkeli, şaşkın günler.
Mutlu olmak bu kadar kolayken üstelik, mutsuz günler.
Epey başım ağrıyor bu ara. Pek geçmiyor.
Gitmek istiyorum ama, bir türlü gidilmiyor.
Güzel şeylerden bahsetmeye utanmayacağımız günler diliyorum. Elimden fazlası gelmiyor.
Sevgiler,
Meriç
Öldürmek bu kadar sıradanlaşmasa keşke günden güne..
YanıtlaSilo kadar mutsuz olduğum günlerden birindeydim ki (çok alışkan olduğum bir durum değil) bugün instagram hesabından yeni blogun başladığını öğrenince bi neşelenmiştim:) okudukça daha bi mutluluk geldi içime. dolu dolu iyi ki varsın bir yerlerde birilerini çok mutlu ediyorsun:) niyanni
YanıtlaSil